Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort

Emekli Öğretmen o yılları yazdı

Pardon Ya!

Gündem Yayın: 15 Eylül 2023 - Cuma - Güncelleme: 15.09.2023 12:28:00
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
Takip EtGoogle News

Pardon Ya!

1980 12 Eylül ayında yaşanan askeri darbenin toplum ve bireyler üzerinde derin bir iz bıraktı. 

O yıllarda Zeytin köy de öğretmenim. On üç öğretmen köyde görev yapıyoruz.

Darbenin arkasından ekim ayında sabaha karşı köye kalabalık bir asker ve polis ekipleri tarafından yapılan baskın sırasında tüm köy ve okul lojmanlarında arama yapıldı,

Jandarma kuşatmasında polisler evlerde arama sırasında bizim ikamet ettiğimiz eve polis tarafından yapılan aramada kütüphane raflarında bulunan kitaplar aranıyordu.
Ankara Yüksek Öğrenim Derneği’ nin hazırladığı Devrimci Marşlar, şiirler, türküler… Kitabı açtığı gibi içerisinden Enternasyonal Marşı çıktı.
Far yemiş tavşan gibi gözlerini açarak “giyin seni götüreceğiz” dedi. Jandarmaya teslim etti,
Bütün kitaplarım çuvala koyup içlerinde eğitim sistemi, Fakir Baykurt, Orhan İyiler bir çok yazarların kitaplarını da aldılar,
Gün ışığında Selçuk’ a doğru yola çıktık. Bu esnada bir buçuk yaşında olan oğlum ve eşim ağlarken bizler evden ayrıldık,
İlçe merkezinde bir süre bekledik. Aynı zamanda köyden benimle birlikte üç kişi alındı. Evlerinin dışında sloganlar yazdıkları için.

İzmir’ den gelen tim komutanı ayrılırken beni çağırdı.
klasik sorular sorduktan sonra “ Seni İzmir'e götürmek gerekiyor ama sabah eşinizin ve çocuğunuzun durumu beni çok etkiledi. Benim eşimde öğretmen onun için seni ve iki köylüyü burada bırakıyorum. İzmir'e gidersen doksan gün sorgu sual olmadan yatarsın. Daha sonra ne olur bilemem” dedi gitti,
Tanımadığım bu komutanın gerçekten büyük bir yardımı oldu, Bir süre tutuklu kaldıktan sonra savcılık tarafından serbest bırakıldık, Çünkü suç unsuru yok.

Ortaokul mezunu bir güvenlik elemanı tarafından yersiz bir hareket ile beni ve ailemi çok üzmüştü.

Dört ay sonra öğleden sonra yine bir askeri araç köye geldi, Kahvede oyun oynarken köy bekçisi, “ Hasan hocam seni çağırıyorlar, köy odasına” dedi. Eyvah yine gideceğim diyerek köy odasına gittim.
Genç bir asteğmen, “buyurun oturun, şu belgeyi imzalayın” dedi.
Belgede sıkıyönetim komutanlığı tarafından muhtar olarak atandığımı ve hemen muhtardan devir teslim olması yazıyordu.
“Böyle bir görevi kabul etmek istemiyorum” dedim, Görevli komutan siyasal bilgiler fakültesi mezunu olduğunu söyleyerek “hocam ben inceledim. 1402 sıkıyönetim yasasına göre görevi kabul etmemek suç olup kabul etmemek başınızı ağrıtır” dedi.
“Düşünmek istiyorum” dedim.
“Böyle bir madde yok, imzalayın” diyerek gerekirse ilçe kaymakamı ile görüşme yapabilirsin deyip  köyden ayrıldı.
Mecburiyet karşısında bir makam sahibi olmuştum.
Ama bu durum içime sinmiyor bir yandan da basından izliyorum sorgulama yapılmadan binlerce kişinin tutuklandığını vs.
Bu esnada ilçe kaymakamı Koru Engin ile görüştüm. Kendileri bilgi sahibi olduğunu bir süre istihbarat yaparak bu görevin bana verildiğini söyledi,
Oysa ben dört ay “sakıncalı” biriyken şimdi böyle bir durum karşısında görev adamı olmuştum.

Bu konu köyde gündeme geldiğinde köyden her mahalleden bir gurup okula kadar geldi. “Bu görevi geçicide olsa kabul etmelisin” dediler,
Eşim öğleden sonra derse giriyor ben sabah. Çünkü küçük çocuğumuz var,
Kısaca özetlemiş olursam kaymakam sınıfıma “başka bir öğretmen ataması yapalım” dedi. Bir hafta ben derse girmedim eşim girdi. Ancak öğretmen ataması olmadı, Üstelik eşim daha çok yoruluyor ben de kendimi (halıcılık ve traktör kursu açmama rağmen) boşlukta hissediyordum.
Onun için sınıfıma dönmek istediğim söyledim kaymakama. “Seni takdir ediyorum ve bütün daire amirlerine talimat vereceğim sana her konuda yardımcı olacaklar” dedi.
(Dönemin kaymakamı rahmetli Koru bey yıllar sonra 1996’da İzmir’e vali oldu. Oradan emekliye ayrıldı).

Böyle bir 12 Eylül serüveni yerel seçimlere kadar iki buçuk sene devam etti. Seçimlerde görevi yeni seçilen muhtara teslim ettim.
Bu konuda destek veren birçoğu rahmetlik olan amcalara o gün görev yapan tüm daire amirlerine teşekkür ederek, ülkemiz bu tür yersiz askeri darbeler ile karşılaşmaması dileğiyle.

---------------------------------
12 Eylül 1980 darbesinin acı ve traji komik günlerini EFESİNSESİ'yle paylaşan sevgili Hasan Hocamıza saygılar sunarız.

Ek Fotoğraflar
Yorumlar (1)
İbrahim Bayık
15.09.2023 15:34
Kaleminize sağlık Hasan hocam.O günleri hep beraber yaşadık.Ben de o yıllarda Selçuğa yeni tayin olmuş idealist bir öğretmendim.12 eylül ihtilalinden 1 ay sonra gelmiştim.Kadro fazlası öğretmenler boş oturmasın diye bir sınıfa 5 öğretmen berab giriyorduk.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.