Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort

KUZEY MAKEDONYA DERNEĞİ’NDEKİ İSTİFALAR VE ARKA PLANI

Karnıca: "Derneğin arkasında gerçekten başka bir otorite var".

Gündem Yayın: 13 Mart 2024 - Çarşamba - Güncelleme: 13.03.2024 18:57:00
Editör -
Okuma Süresi: 13 dk.
Takip EtGoogle News

Karnıca: "Derneğin arkasında gerçekten başka bir otorite var".

KUZEY MAKEDONYA DERNEĞİ’NDEKİ İSTİFALAR VE ARKA PLANI

1 Mart 2024 tarihinde kuruluşu gerçekleşen Kuzey Makedonya Derneği’nde yaşanan istifaların nedeni bugün yayınlanan istifa dilekçesiyle ortaya çıktı.

Yayınlanan dilekçede kurdukları dernek ile diğer dernek (Selçuk Ephesus Rumeli Göçmenleri Dayanışma Derneği ) hakkında gözlem yaptığını anlatan Kurucu üyelerden Yusuf Deniz Karnıca, dernekten neden istifa ettiğini yayınladığı dilekçeyle duyurdu.

Belediye Başkan Yardımcılarının Ali Akyüz’ün yeniden seçilmesine yönelik tavırlarını da eleştiren Karnıca dilekçesinde çok önemli bir iddiayı da gündeme taşıdı.

Karnıca istifa yazısında kurdukları dernek için “şeytani bir proje denilerek esas amacın Ali Bey'den intikam almak olduğunun yazılı olduğu mesajları okudum” diye yazdı.

İşte Karnıca’nın sosyal medya hesabında yayınladığı istifa dilekçesi:

 

                  Selçuk Kuzey Makedonya Göçmenleri Derneği'ne

Kurucu üyesi olduğum Selçuk Kuzey Makedonya Göçmenleri Derneği'nden aşağıda belirteceğim nedenlerden ötürü hiç kimsenin baskısı altında kalmadan tamamen hür irademle istifa ediyorum.

Yaklaşık iki sene önce, kurucu başkan Sayın Kaan Uçak ve diğer kurucu üye arkadaşlar benimle iletişime geçerek, halen faal olan Rumeli Göçmenleri Derneği'nden ayrıldıklarını, Rumeli Derneği Başkanı Sayın Ali Akyüz’ün Balkan kültürünün yaşatılması ve değerlerinin korunması adına yetersiz kaldığını ve sadece kendi başkanlığını devam ettirmek çabasında olduğunu, bu nedenlerden dolayı yeni bir dernek kurmak gerekliliği ve bu  yönde istekleri olduğunu ilettiler. Kendi projelerinden bahsedip diğer derneğe siyasetin bulaştığını ve herkesin siyasi olarak ayrıştığını ve bu durumun ayrımcılığa ve ayrışmaya yol açtığını söyleyerek destek vermemi istediler. Ben ve diğer aile fertlerim, işin içinde siyaset olmamak kaydıyla derneğe destek vereceğimizi belirttik. Bu derneğin içine bu şartı koymamızın sebebi, Rumeli Derneği'nde hepimizin akrabalarımızın olması ve küçük bir ilçede yaşadığımız için birbirimize hoşgörüyle yaklaşmayı tercih etmemizdir.

Ayrıca, yerelde ve genelde siyaset yapılacak tek arena yasal partilerin ilçe parti merkezleridir. Dernekler veya sivil toplum kuruluşları siyaset yapılacak yerler değildir. Çünkü bu kuruluşların üyeleri toplumun her kesiminden olabileceği gibi farklı siyasi görüşlerden farklı milletlerden de olabilirler. Ve kaldı ki mensubu olduğumuz Rumeli kültürü Bektaşi geleneklerinden gelir, tarihin her döneminde insanlarımız farklı dinlere, farklı kültürlere, farklı inanışlara sahip olsalar da bu gelenek sayesinde hoşgörü içinde yaşamışlardır. Sayın başkan Kaan ve diğer arkadaşlar görüşlerime katıldıklarını ve bu derneğin içine kesinlikle siyasetin girmeyeceğini söylediler ve ben de kendilerine destek vereceğimi söyledim.  Ayrıca kişisel olarak belirtmek isterim ki bana bu davet ile gelip anlatan arkadaşların enerjisi ve motivasyonu beni etkilemişti. Ayrıca birçoğu doğrudan ya da dolaylı yoldan tanığım içlerinde art niyet olduğunu düşünmediğim kimselerdi ki hala öyledir. Bu yüzden bu tekliflerini kabul edip diğer akrabalarım ile beraber çalışmalara başladık.

Geçen süreçte gerek bizim kurduğumuz dernek, gerekse diğer dernek hakkında gözlem yapma mecburiyeti doğdu. Çünkü ailemizden bazı insanlar ve derneğimizin üyesi olmayan başka insanlar, bana kurduğumuz derneğin arkasında başka güçlerin olduğunu ve esas amacın bütünleşmekten ziyade ayrımcılık olduğunu ve Rumeli Derneği Başkanı Sayın Ali Akyüz’e bir operasyon olduğunu bize aktardılar. O zamanlar sayın başkanı da herkesi olduğu gibi yüzeysel olarak tanıyordum ve Selçuk belediyesi ile yaşadığı sorunu ve gelişen olayları yüzeysel olarak biliyordum. Ben de bu iddiaları önceleri reddettim ve durumu Sayın başkan Kaan Uçak’a aktardım. O da bana bunların gerçeği yansıtmadığını, karşı tarafın uydurmaları olduğunu söyledi. Konu ile alakalı araştırmalarım devam etti ve diğer dernekte neler olduğunu, neden ilçeyi yöneten siyasi otoritenin Ali Bey ile sorun yaşadığını araştırdım ve bu bağlamda Ali Bey dahil birçok insan ile görüştüm. Bu araştırmamdaki amaç, kendimin ve ailemin yanlış bir konumda olmamasını istememdi. Bir de masumane olarak dernek ile belediyeyi barıştırmak dahi istedim ve bunu da kurduğumuz dernekteki arkadaşlar ile paylaştım.

Peki ne olmuştu da Rumeli Derneği Başkanı Ali Bey ile ilçeyi yöneten siyasi otorite ters düşmüştü? Olay, Rumeli Derneği Başkanı Ali Bey’in belediyede işçi sendika temsilcisi olmasıyla başlıyor. Belediye yönetimi onun temsilci olmasını istemiyor ama Ali Bey aday oluyor neticede seçimi kazanıyor. İşçileri örgütlüyor, onların daha iyi şartlar altında çalışması için mücadele ediyor. Sonuçta ne oluyor, Ali Bey işten çıkarılıyor ve halen mahkemesi devam ediyor. Bu süreçte hem belediye yöneticileri olan hem de dernek üyesi olan insanlar, Rumeli Derneği Başkanı da olan Ali Bey’i dernek başkanlığından almak için mücadele ediyor. Basına da yansıyan ve hararetli geçen kongrelerde muhalif kesim aday çıkaramıyor ve Ali Bey tekrar başkan seçiliyor. Bunun üzerine belediye yönetimi bu duruma da itiraz edip seçimin iptali için suç duyurusunda bulunuyor. Neden belediye yönetimi diyorum, neden dernek üyeleri demiyorum? Çünkü Ali Bey’e muhalif olan suç duyurusunda bulunan insanlar, Selçuk Belediyesi başkan yardımcıları ve avukatları aile avukatı. Yani şeffaf olması gereken sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir kurum, elindeki bütün imkanları kullanarak bir adamı yok etmek için top yekün savaş açıyor. Halbuki demokratik toplumlarda isteyen aday olabilir. Eğer siz bir başkanı göndermek isterseniz, karşısına aday çıkarırsınız. Biz bu işi senden daha iyi yaparız deyip propagandanızı yaparsınız. Üyeler seçimde kararını verir ve seçim sonuçlanır. Sosyal demokrat ve halkçı olduğunu söyleyen birisinin demokrasi ve hukuktan asla vazgeçmemesi, yenilgiyi kabullenmesi ve bu tarz istibdat yöntemlerine başvurmaması gerekirdi. Sosyal   medyada yaşasın hürriyet diye nara atanlar o zaman eleştirdiğiniz mücadele ettiğiniz zihniyetten ne farkınız kalıyor? Bunu bir kendinize sorun!

Bir diğer konu, dernek yer konusu. Meclis kararı çıkmasına rağmen başkan, Rumeli Derneği'nin yerini onaylamıyor ve bir yıldır dosya bekliyor. Basında da yer aldı bu konu takip edenler bilir. Bu arada yanlış anlaşılmasın, ne birinin adamıyım ne de Ali Bey benim babamın oğlu. Ben kendileri ile bir veya iki kez görüştüm. Ama ortada da bir haksızlık var ise de buna da elbette bu yanlış demek gerekiyor. Çünkü bu karakter bizim ruhumuzda, vicdanımızda var. Buda Rumeli kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır ve gerekliliğidir. Rumeli insanı eskiden beri hep eziyet gördüğü için haksızlığın ne demek olduğunu bilir. O  yüzden güçlünün yanında değil de haklının yanında her zaman saf tutar. Ayrıca bu iyi bir insan iyi bir insan  olmanın da gerekliliğidir. Hatta ve hatta ; Selanikli bir hemşeriniz vardı belki hatırlarsınız ; sizlere ,bizlere bir emanet bıraktı. Bunu gözünüz gibi koruyun dedi ,yüceltin dedi , adı CUMHURİYET. Bu cumhuriyet değerlerini koruyan onlara saygılı bir vatandaş olmanın da gerekliliğidir.   Ama ne yazık ki ben gereklilikleri ne belediyeyi yöneten siyasi otoriteden (ki kendilerinin de çoğu muhacir’dır ) ne de yeni kurduğumuz dernekteki arkadaşlardan göremedim.

Rumeli Derneği ile belediye arasında bu sorunlar yaşanırken kurduğumuz derneğin tutumu şu şekilde idi:  bizim derneğin üyeleri, karşı derneği suçlayan bir bildiri yayınlamaya çalıştılar ve ben bu bildiriye imza atmayı reddettim. Çünkü hukuksal olarak devam eden bir süreç ve taraf olmanın bize tepki almaktan  başka bir işe yaramayacağını, bizim kendi yolumuza bakmamız gerektiğini ilettim ve bildiri ben ve birkaç arkadaşımın red oyları ile yayınlanmadı. O an anladım ki bu derneğin arkasında gerçekten başka bir otorite var. Üstte filler tepişiyor altta ezilen çimenler oluyor..

Daha sonra, Rumeli Derneği'nin istediği ve başkanın onay vermediği yerin bizim kurduğumuz derneğe tahsis edileceği söylentileri dillendirildi. Ve en son olarak, ismini vermek istemediğim bir arkadaşım tarafından, ki bu arkadaşım bu otorite ile halen çalışıyor, bizim kurduğumuz dernek için şeytani bir proje denilerek esas amacın Ali Bey'den intikam almak olduğunun yazılı olduğu mesajları okudum.

Değerli arkadaşlar sömürünün bir taktiği vardır. Her kapital otorite sahibi alt birimlerde kullanabileceği, kontrol edebileceği insanlar görmek ister. Böylelikle kendi menfaatleri için bu göreve getirdikleri insanları kullanır. Bu taktik başarılı olmaz ise böl, parçala, yönet taktiğini uygular ve istemediği kurum ve kuruluşların karşısına muhalif adı altında kendi yönetecekleri alternatifler üretir. Şu an bile toplumdaki ayrışmalara göz önüne alırsanız bu taktik ne yazık ki hemen her yerde karşımıza çıktığını görüyoruz. Ben ne fil ne çimen oldum. Hani, taraf olmazsan bertaraf olursun deniliyor ya bence yanlış. Sadece doğrudan yana olursa insan;  filleri de kafeslere kapatır çimenleri de hep yeşil kalır, insan ezmez. Kendini de kimseye ezdirmez ne kimsenin adamı olur ne onurundan, şerefinden taviz verir. İnandığı bir dava var ise de sonuna kadar gider. Ben bu tarz çarpık ilişkilerden kendimi ve ailemi uzak tutmak adına bu dernekten istifa ediyorum. Son olarak değerli Rumelili hemşerilerim; korkmayın! Bir haksızlık var ise sesinizi çıkarın! Birleşin! Sizler bizler diğer kurucu unsurlar gibi bu ülkenin temel yapı taşlarıyız! Yıllardır sırtımızdan geçindiler. Bizi hiçe sayıp çantada keklik olarak gördüler sesinizi çıkarın. Hiçbir kurum ve kuruluş halktan üstün değildir. Bu ülkeyi bize vatan yapanlar ‘’biz efendi’’ tanımıyoruz! Diyenlerdir. Kimsenin size efendilik yapmasına müsaade etmeyin. Bu ülkedeki tek efendiler Cumhuriyet ,hukuk ,ve halk iradesidir!

Bu konu ile alakalı son konuşmamdır. Temiz duygularımızla bir kültür adına bu yola çıktık fakat olmadı. Kimseye bir kızgınlığım, kırgınlığım yoktur. Dernekte bulanan arkadaşlarım da her zaman benim kardeşim ,abim, ablam olarak kalacaktır. Emeği geçen herkese teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

                                                                                         YUSUF DENİZ KARNICA

 

NE OLMUŞTU?

2011 yılında kurulan Selçuk Ephesus Rumeli Göçmenleri Dayanışma Derneği 7. Genel Kurulunun iptali için ilk defa dava açılmış bunun üzerine de yönetim kurulu Olağanüstü Genel Kurula gitmiş, Ali Akyüz ve arkadaşları 630 üyesi bulunan dernekte 330 hazirun imzasıyla güven tazelemişti.

Kuzey Makedonya Derneği 15 gençle başlayan kuruluşuna 1 Mart 2024 tarihinde Yönetim ve Denetleme Kurullarını oluşturarak yasallaşma sürecine girmişti.

Yeni kurulan Kuzey Makedonya Derneği ‘nin Yönetim ve Denetleme Kurulu üyelerinkilerinden istifaların olduğu “Kamuoyunun Dikkatine!” başlığıyla  istifa eden isimler yayınlanmıştı.

 

Ek Fotoğraflar
Yorumlar (1)
Göçmen oğlu
13.03.2024 20:04
Tarihin boyunca bir taktik vardır " Böl parçala yönet" gurup olan her kurumda her toplulukta bu taktik devreye sokulur gayet başarıya ulaşır...
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.