Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort

Pınar Bali yazdı

Siyasi parti, STK, Sendika vb. üzerine

Yayın: 19 Nisan 2024 - Cuma - Güncelleme: 19.04.2024 13:03:00
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
Takip EtGoogle News

Ayhan Özkaynak’ın CHP Selçuk İlçe Başkanı İpek Onbaşıoğlu’yla yaptığı telefon görüşmesiyle başlayan parti üyeliği tartışmasına eğitimci Pınar Bali kaleme aldığı yazısıyla farklı bir boyut kattı.

Bali yazısında kuruluş amaçlarında bütüne hizmet etmek olan kitle örgütlerinin bir işletme niteliği taşımaması gerektiğine vurgu yaptı.

Konuyla ilgili CHP Selçuk ilçe Başkanı İpek Onbaşıoğlu  EFESİNSESİ’ne açıklama yapmış ve Özkaynak ile yapılan görüşmenin detaylarını anlatmıştı.

(CHP Selçuk İlçe Başkanı İpek Onbaşıoğlu’nun açıklamaları için TIKLAYINIZ)

Selçuk’ta gündem olan konuyu yaşanan tarihsel olaylarla örneklendiren Bali “Kurucu lideri ve mevcut genel başkanı dahi birleştirici bir tutum izlemişken siz kendinizi bu kişilerin üstünde görüyorsunuz belli ki” sözleriyle tartışmaya farklı bir boyut kattı.

İşte Bali’nin gündem olan o yazısı:

 
Siyasi parti, STK, Sendika vb. üzerine
Küreselleşen dünyada değişen dengeler toplumların tüm değerlerini de değişime tabii tuttu. Birey olmanın, sadece kendini ya da belli bir grubun çıkarlarını gözetmek olmadığını anlayamayan insan, farkında olmadan kendisini var eden toplumsal değerlerini hızla yitirdi. Bütünün mutlu olmadığı yerde tek başına mutlu, üretken, verimli ve huzurlu olamayacağını göz ardı ederek iktidar olmanın verdiği dönemsel gücün körlüğünde kaybolmaya mahkum olduğunu bir türlü anlayamıyor ne yazık ki.
Üyesi olduğunuz ve hatta yönetim kadrolarında yer aldığınız örgütler unutmayın ki o örgüt üyelerinin oylarıyla size bahşettiği mevkilerdir. Kaldı ki kuruluş amacı bütüne hizmet olan bu yapılar için ne kurucuları ne de onlardan sonraki yöneticiler ben istiyorum böyle olacak diyemez derse de derdinin kamuya hizmet olmadığı ortadadır. Eğer öyle istiyorsanız kurarsınız ltd. şti. anonim vs. uzantılı bir işletme dilediğiniz gibi yönetirsiniz. Feriştahı da gelse sen kimsin diyemez o zaman.
Atatürk'ün siyasi hayatına en basit şekliyle baksanız dahi kendi kurmuş olduğu Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni halkın menfaati için kapatarak verdiği tüm emeği bir kenara bırakmış İttihat Terakki Cemiyeti' ne üye olmuştur. Ardından İttihat Terakki'nin politikalarını eleştirmiş ve ayrılmıştır. Milli mücadele sırasında önce tam bağımsızlık şiiarı ile kendisi gibi düşünmeyen pek çok cemiyeti bir çatı altında toplamayı başarmış ortak bir akılla ilerleyebilmişlerdir. Cumhuriyet ilan edildikten sonra dahi tek parti sisteminin çoğulcu demokrasiye uygun olmadığını, CHP'nin kurduğu hükümetin denetlenmesi gerektiğini düşündüğünü için muhalefet partilerinin kurulmasını desteklemiştir. Hatta Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurulmasını Ali Fethi Bey'den bizzat kendisi istemiştir.
Örnekleri daha fazla uzatmadan sadede gelelim sahibi olduğunu sandığınız parti'nin kurucu lideri ve mevcut genel başkanı dahi birleştirici bir tutum izlemişken siz kendinizi bu kişilerin üstünde görüyorsunuz belli ki. İnsanlar bulunduğu örgüte küsmez gönül bağı sandığınız gibi kolay kopabilen bir şey değil zira. Sadece elini kolunu bağlayan söz hakkı tanımayan sıkılınca afaroz ederim diye parmak sallayan yöneticilere tavır alır. Üyesi olmak nasıl hakkıysa yok sayıldığı kurumdan istifa etmek hatta isterse geri dönmek de hakkıdır. Ki bu anayasının kişilere tanıdığı özgürlüktür.
Partiye ihanet, partisinin kurucu değerlerine politikalarına karşı faaliyet yürütenlerle geçmişinde sırf şahsi menfaati için işbirliği yapıp sonra parti bayrağı altına sığınanlarındır. Parti yöneticileri, partinin gelişimi için muhalefet edenleri bertaraf etmeye çalışıyorsa zamanında Atatürk'ün de yaptığı gibi bu üyeler doğrudan yana inisiyatif kullanıp elbette kendi iradeleri ile inandıkları neyse onu yapar. Bu tavır partiye değil partiyi yöneten zihniyete muhalefettir. Ne olursa olsun kol kırılır yen içinde kalır, biat etmek zorunludur zihniyeti sözde eleştirdiğiniz iktidarın anlayışıdır.
Ne yazık ki sorunun temeli doğru kadrolar oluşturamamak. Zamanında sadece ailesi, mesleği, cinsel kimliği gibi özelliklerine bakarak kadro kurup; bu insanın geçmişi ne? Başarısı, vizyonu ne? İnsanla, doğayla kurduğu ilişki nasıl? Üslubu, duruşu ne? Liyakatı var mı diye irdelemeden makam mevkii sahibi olmalarına kapı açmak sanırım asıl sorgulanması gereken belkide.
Ülke bugün sığ bir muhalefetin içinde sıkışıp kaldıysa eğer bunun müsebbibi eleştiriye tahammülü olmayan değişimin sancılarını çekmeye cesareti olmayan tabandan gelen çağrıya kulak tıkayıp kendi gibi olmayan herkesi hain ilan eden kadrolardır.
Yorumlar (2)
Nilgün yiğitoğlu
21.04.2024 03:21
Özgürlük,adalet insan hakları gibi kavramlarını işlerine geldiği gibi kullanan insanlara ders niteliğinde
deniz barış
20.04.2024 08:04
Hocam çok yerinde bir analiz yapmışsınız.Bir katkı olsun:Ülkemiz adına hizmet için için yola çıkanlar şahsi egolarından vazgeçmelidir.Dediğiniz gibi tıpkı Atatürk'ün bize göstermiş olduğu yolda yürümek gibi.Bunu yapamıyorsanız o yola gölge düşürmeyin!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.