BİR BAŞKA KAYMAKAM
"Bizden biri"ni ne de çok özlemişiz…
BİR BAŞKA KAYMAKAM
24.08.2023 tarih ve 2023/388 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Selçuk Kaymakamlığına atanan Oğuz Alp Çağlar’ dan bahsediyorum.
Selçuk’un Kurtuluş günlerinde başladı buradaki ilk görevine.
5 Eylül tarihinden bugüne izlemeye mümkün mertebe takip etmeye çalışıyorum kendisini.
Tıpkı Filiz Başkanı izlediğim/takip ettiğim gibi…
Özellikle fotoğrafların diliyle…
Adını ilk duyduğumda Nizip’ten bir gazeteci arkadaşı aramıştım. İlk cümlesinden doğrusu etkilendim. “Biz çok üzgünüz” demişti telefonun diğer ucundaki ses. Belki de olması gereken bürokratlara çok alışık olmadığımdan olabilir… Ne yalan söyleyeyim “kentim adına” heyecanlandım.
Hoş geldiniz seremonisini oldum olası içselleştirememişimdir.
Bu hengâme geçsin kendisini bir ziyaret edeyim. Ben de o içimdeki zinciri kırıp “kentimize hoş geldiniz” diyeyim istedim.
BULUŞMA
Sevgili eşimin yönlendirmesiyle (sağ olsun kalın yanlarımı hep törpüler) bir kalanşo çiçeğini alarak bir bardak çayını içmeye gittim. Randevu saatimiz zorunlu sarkacağı bilgisini alarak gittiğim odasına girişte güleç bir yüzle karşılaştım.
İlk defa bir bürokrata “hoş geldin” ziyaretiydi bu yalnızca.
Kısa sohbet ettik…
Önceki Kaymakamlarımızdan Ayhan Boyacı ile yaptığımız röportajdan bahsettim.
16 yaşındaki Durukan isimli bir gencin çarşıda kendisine rastladığındaki sohbette yaşadığı şaşkınlığı anlattım.
Kısa sohbetimiz bir başka konuyu konuşurken “mesleki büyüğümüz” diyerek (yumaşak bir şekilde) kapattırdığı bir başka konu ile bürokratik nezaketi ve devlet adabına örnek sergiliyordu.
GİDİŞAT
Kentimiz özlem duymuş olmalı ki çok kısa süredeki herkesle ve her kesimle samimi ilişkiler kurarak “kent bütünlüğü” sağlamasına yönelik yaklaşımları taktir almaya başladı. Bana rahmetli Aydın ve Erzincan Valisi (bir konferansını izleme şansım olmuştu) Recep Yazıcıoğlu’nu anımsattı. Tabii samimiyet izleri ve vatandaş sevgisi açısından…
Doğrusu rahmetli Yazcıoğlu’nun babacan yüreğinin tersine sert bir mizacı vardı. Ama “önce insan” düsturuyla harmanlanmış yönetim anlayışı ; “halk adamı” ünvanını kazandırmıştı kendisine. Tabii o yılların cesur sözleri hala hafızalarda.
Umarım yıllar sonra bir vali olarak yahut bir bakan olarak aynı duyguları “ o bizim kaymakamımızda” diyerek biz Selçuk halkıda o gururu yaşar.
Abartı değil. Çünkü gidişat o yöne doğru…
FOTOĞRAFIN DİLİ
Sizleri bilmem ama ben fotoğrafın diline çok inanırım.
Ne kadar zorlasanız da içinizden gelmiyorsa o samimiyeti hissettiremezsiniz.
Bir bakmışsınız eşi ve çocuğuyla arkasında bürokrat ve güvenlik yoğunluğu olmadan sıradan bir vatandaş gibi geziyor. Sanayi esnafı başta olmak üzere farklı mekanlarda kentin nabzını tutuyor. Çay içip sohbetler ediyor…
Ya da bir bakmışsınız bir öğrenciyle masa tenisi oynuyor, maç yapıyor…
Eski köyleri ihmal etmeden ve kentin değerlerine saygı eksiltmeden…
Yaşlı yahut bir engellinin gözünün içine bakarak onların dünyasını anlamaya çalışıyor.
Bürokratlarıyla arkadaş gibi bir izlenim verdiriyor. Bilmiyorum ama iş üretmeyenleri mutlaka “ajandasına not ediyordur.”
Bu sözüme alınmasın bürokratlar, önceki dönemden belediye memurlarıyla da sevgili hocam arkadaş gibiydi… Ama! Âmâsını bilen bilir.
KENT BÜTÜNLÜĞÜ
Bilmem dikkatinizi çekmiş midir?
Belediye Başkanıyla birçok programda birlikte oluyor, özlenesi ne güzel bir tablo değil mi?
Kent idarecileri/yöneticileri bir bütündür.
Kendisinin o bütünlüğü muhafaza etme gayretinde olduğunu gözlemliyorum. Tabii bazı kerameti kendinden menkul siyasiler “paçasından” tutup aşağı çekmez ise…
Kendisi çektirir mi? Bunun için karar vermek henüz erken.
Bilemem. Yaşayıp göreceğiz.
Elbette bu güzellikleri yaşamak isteyen halkımızın “güzel olan her şeyi “ sahiplenme dürtüsünün de güçlü olmasına bağlı birazda.
Eğer kentli alışılmışın dışında farklı bir profil çizen bu “bir başka kaymakama” sahiplenirse kazanan kent olur. Kazanan kentli olur.
Kişiye özel bir yazıyı kaleme aldığım sınırlıdır.
Doğru örneklerin çoğalması umuduyla…
Sonsöz: Oh be! “Bizden birini” ne çok özlemişiz…
O sıcaklığı en son Konya’da memleketini ziyarete giden bir bakanda görmüştüm.