DOĞRUDA OLMAK
Tarihi seçime doğru hızla ilerliyoruz.
Nuriye Çiğdem
nrycgdm@gmail.com -DOĞRUDA OLMAK
Tarihi seçime doğru hızla ilerliyoruz. Sakin olup iyice düşüneceğiz ve oyumuzu vereceğiz. Oyumuz ile seçeceğimiz kişiye bir vekâlet veriyoruz.
Asil olan yani bizler diyoruz ki; Al bu emanetimi! Ülkemi beş yıllığına iyi bir şekilde, doğru bir şekilde ve çok çalışarak ülkemin çıkarları doğrultusunda yönet.
İktidara soruyorum:
Sen ne yaptın 20 yıldır?
Togg yaptım. İyi güzel! Pek yerli sayılmaz ama olsun.
Sonra?
İHA yaptım SİHA yaptım. Tamam, o da güzel. Devletin AR-GE Kurumları çalışacak tabi.
Başka ne yaptın?
Yol yaptım, viyadük yaptım, köprü yaptım.
20 yıl önce 2002 yılında 3Y ile mücadele vaadinde bulunmuştun ona ne oldu?
Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklarla mücadele etmeyecek miydin?
Enflasyon düşecekti, paramızın değeri yükselecekti. Dünyanın ilk on ekonomisi arasına girecektin.
Sonuç; Aradan 20 yıl geçti. Milleti kuru soğana muhtaç ettin. Çok ilginçtir, 20 yıl sonra bu ve benzeri vaatlere yine sarıldı Cumhur İttifakının adayı Erdoğan.
Hatta geçen yıl TÜG-VA’ nın olağan genel kurulunda yaptığı konuşma şöyleydi: ‘Yolsuzlukların, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun olmayacağı bir Türkiye’yi biz hallederiz.
Şu an itibarıyla onun hazırlığı içindeyiz.’ Dedi. Demek ki faizi düşürerek, enflasyonu da düşüreceğini iddia eden Erdoğanizm Ekonomisinin sonuçlarının mükemmel olacağını varsayıyordu. Yine yanıldı. Ama tamam da Millete de yazık! Bankalar tarihlerinin en büyük karlarını yaptılar. Yetsin bitsin artık!
Rüşvet deyince aklıma Memur Teoman geldi. Reza Zarraf ne uğraşmış ona rüşvet vermek için. Çok kolay rüşvet verdikleri de var tabi. Bir tanesi Çek Cumhuriyetinde Büyükelçi olarak ülkemizi temsil ediyor.(!) Reza Zarraf’ın kendisine bir türlü rüşvet veremediği Atatürk Hava Limanında Kargo Müdür Yardımcısı olan Teoman Dudak, Zarraf’ ın Gana’dan getirdiği 64,5 milyon dolarlık 1,5 ton altın için düzenlenen sahte evrakı tutanak altına aldırıp, konuyu mahkemeye taşıyınca, o tutanak sayesinde Devletin kasasına 57 milyon TL vergi geliri kazandırmıştı. Tabi başına gelmeyen de kalmadı. Gaziantep’e sürüldü sonra işten atıldı. Artık ailesi ile birlikte İzmir’e taşınmış. Geçtiğimiz haftalarda Kemal Kılıçdaroğlu kendisini evinde ziyaret etti. Belli ki yeni dönemde Teomanlara çok ihtiyacımız olacak.
Geçenlerde bir Türk Vatandaşının Mescid-i Aksa’da Kuran-ı Kerim okurken İsrail güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınması üzerine, Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından bir mesaj yayınladı. İsrail’den, Vatandaşımızı derhal serbest bırakmalarını istedi. ‘Aksi halde bu durum bizim ilerideki ilişkilerimizi etkileyecektir. İsrail, Türkiye Vatandaşlarına saygı duymayı öğrenmek zorundadır.’ Dedi. Bu yaklaşımdan dolayı inanın ki, bir Türk Vatandaşı olarak gurur duydum.
Keşke 2003 yılında 150 Amerikan askerinin Irak’taki Özel Kuvvetler Komutanlığımızı basarak derdest etmek suretiyle elleri ters kelepçe yapılıp, başına çuval geçirilerek 60 saat rehin tutulan 11 askerimiz için de böyle bir dik duruşla onurumuz korunabilseydi. Üstelik o videoyu çekenin de Kürdistan yurtseverler birliği lideri Bafel Talabani olduğu söylendi. CHP lideri Baykal, Amerika’ya nota verilsin dediğinde, Başbakan Erdoğan: Ne notası? Müzik notası mı? İki ortak arasında dargınlık olduğu zaman, bu dargınlığı nasıl gideririz biz ona bakarız. Yanlış yapıldı diye ortaklık bozulmaz’ diyebildi. Hani bu arada ‘ortak’ dediği de Amerika.
13. Cumhurbaşkanı Adayı Sn. Kılıçdaroğlu, Memur Teoman'ın yanında durarak ve Mescid-i Aksa’da gözaltına alınan Türk Vatandaşımıza yapılan zulme karşı çıkarak Amerika’ya, İsrail’e ve ülkemiz üzerinde yanlış hesaplar ya da yanlış emeller peşinde olan tüm dünyaya Türk’ün dik duruşunu göstermiştir. Bize de yanlışa yanlış, doğruya doğru diyerek oy kullanmak, oyuna sahip çıkmak düşüyor. Doğruda olmak, doğruda kalmak dileği ile…