15 Şubat 2025 - Cumartesi

Kurtla avlanıp çobanla yas tutan tayfa

Geçen sosyal Medyada dolaşırken Selçuk MHP Teşkilatının bir gönderisi gözüme çarptı.

Yazar - İbrahim Becer
Okuma Süresi: 6 dk.
İbrahim Becer

İbrahim Becer

2497i.becer@gmail.com -
Takip EtGoogle News
Kurtla avlanıp çobanla yas tutan tayfa
Geçen sosyal Medyada dolaşırken Selçuk MHP Teşkilatının bir gönderisi gözüme çarptı. Arkasına Tahsinağa Camii minaresini almış Teşkilat binası olan bir görselle servis edilmiş gönderideki metin şaka gibiydi. ‘geçtiğimiz 90 gün içinde 28 takipçi kazandım, 51 gönderi oluşturdum ve 537 ifade aldım! Devam eden desteğiniz için hepinize teşekkür ederim. Sizler olmadan bunu başaramazdım.    
Evet, metin tam olarak bu. Muhtemelen, heyecanlı bir ocak mensubunun elinden çıktığı düşüncesiyle ciddiye almasam, kaza olarak görsem de ikinci günün sonunda gönderinin sabit olması beni şaşırttı. Keşke Nihal Atsız’ın, Teoman Duralı’nın ya da ne bileyim Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun şiirleri olur, dünya görüşü olur bir organizasyon yapılsa ve bununla gündem olsaydı. Teşkilatı bu fikir adamlarının anılmasından alıkoyan sebep eğer etkileşimde, emojide zaafiyete uğrayacağı korkusuysa eğer hiç korkmasınlar. Popüler olma kaygısı olan adamın zaten Ülkücü Hareket bünyesinde işi olmaz. En popüler olan Nihal Atsız’ın utana sıkıla sevdiğine verdiği mektup bile ‘geri gelen mektup’ olarak edebiyat dünyamızın baş köşesini işgal etmektedir.
Bu ülkeye gönülden bağlı olan her bireyin yaşaması mukadder gerçek öz yurdunda garip olmak, öz yurdunda parya muamelesi görmektir. Kerameti kendinden menkul, bu ülkenin gerçekleriyle yan yana bile gelmemiş elit tayfanın sesinin yüksek çıktığına bakmayın. Siz, Arif Nihat Asya’nın bahsettiği kısık seslersiniz. Bütün bu olan bitene sessiz kalmak, görmezden gelmek, suya sabuna dokunmamak da -inanmak istemem- sizi onlara yakınlaştırmaz. Çünkü emin olun, Olimpos Dağı’nın çocukları Hira Dağı’nın evlatlarını nasıl kabullenmeyeceklerse, Tanrı Dağı’nın evlatlarına da aynı muameleyi yapacaklardır. Bunlarla uzlaşma, diyalog gibi bir zeminde buluşmak hemen hemen imkansızdır. Kutuplaşmak, gerekirse kutupların insan ayağı basmamış noktasına kadar kutuplaşmak en akıllı yöntemdir.
Bir sosyal medya kullanıcısı olarak arşive girdim ki umurumda olmaz aslında Şirince’de bir yavru kediyle çekildiğim tek gönderide bile ben sizinle aynı sonuca ulaşmışım. Her şey bir yana, mazisi olan bir siyasi partinin beğeni oranlarından başarı hikayesi çıkarması gerçekten akla yatkın bir şey midir? Bakın, ben hiç kimseyle bir yarış ya da rekabet halinde değilim. Bu müthiş iddiasızlık ikliminde rahat yaşayan bir sıradan bir vatandaşım ama siz, ben değilsiniz. Sizin konumunuz itibarıyla rekabet etmeniz ve iddialı olmanız gerekiyor. 
Devlet Bey’in yaşını bilmiyorum ama hatırı sayılır bir ömür sürdüğünü tahmin edebiliyorum. Kendisinin meclis grubunda ya da sair yerlerdeki ülke gündemi hakkındaki konuşmalarını takip edince bu iştaha saygı duymamak elde değil. Doksanlarda Güneydoğu’daki terörle mücadelede yer almış her eski asker gibi son çıkışına pek katılmasam da konu hakkındaki iddiası bende ‘beklemem gerektiği’ fikrini önceliyor. PKK bu ülkenin insanlarının kanına ekmek doğramaya yeminli, eli kanlı, bebek katili bir terör örgütüdür. Bu ülkenin en ücra köylerine bile şehitlikler, bu alçaklar yüzünden inci taneleri gibi dizilmiştir. Buna rağmen, bu teröristlerin el vermesiyle yürüyen bu kadar siyasi organizasyon varken sizi bu kadar pasif durmaya iten sebep nedir? Bunların yüzünün kızarmadığı, utanmadığı bir zeminde bin yıllık bir davanın muhafızı olmak iddiasında olan sizler ne için ayak sürümekte, hangi saikle etkileşim miktarlarından başarı hikayesi çıkarmaya çalışmaktasınız? Hatırlatmak bana düşmez ama Kürşad’dan bu yana hiçbiri yokken siz vardınız. Mazisi kahramanlardan geçilmeyen, Çin seddinden Nemçe’ye kadar destanlar yazmış bir ırkın karşısına çıkara çıkara Arjantin’den ithal Che’yi çıkaran şunlara edecek iki kelamınız da mı yok.
Hadi diyelim ki ülke gündemini ilgilendiren bir konuda topu taca attınız ve ‘ulular’ söylemiyle sorumluluk almadınız. Şu geçen birkaç aylık zaman zarfında Selçuk hakkında söyleyecek tek bir sözünüz bile yok muydu? Otopark konusundaki halkı yanlış bilgilendirmek adına hiçbir fırsatı kaçırmamak için tetikte bekleyen bir yerel iktidarla neden belli isimler mücadele etmek zorunda kaldı? Yerel İktidar belli ki kendi basiretsizliğini dönüp dolaşıp Ak Parti İlçe Teşkilatına yamamak üzerine kurduğu politikasına devam edecek. Hoş, onlar bu konuda ne kadar iştahlı olurlarsa olsunlar toplumsal izdüşüm ya da geri dönüşler yanlış yolda olduklarını teyit eder nitelikte. Hem de Ak Parti Teşkilatının medya veya sosyal medyada çok da görünür olmamasına rağmen. Aksi bir çağrı olmamasına rağmen, şu otopark meselesinde bir halk desteğinden söz edebilir miyiz? Asla öyle bir şey olmadı. Çünkü kimse kör ve sağır değil: Yükselen Toki ve Hastane binaları, spor salonuyla Selçuk için bir şeyler yapmaya, eser üretmeye çalışan bir organizasyon mu yoksa düşman kazanmak üzerine politka geliştirenler mi? 
Haklı davamızı savunmaya devam edeceğiz. Ne dün ne de bugün ya da tarihin hiçbir döneminde, genelde ya da yerelde bu ülkenin düşmanlarının, eli kanlı teröristlerinin itelemesiyle, omuz vermesiyle siyasette mevzi kazanmayı marifet bilen bir gelenekten gelmiyoruz. Kurtla avlanıp çobanla yas tutan iki yüzlülerden de olmadık. Ezcümle, bu ülkeyi seven, çok seven bizler için beğeni oranları da etkileşim miktarı da bir istatistikten ibarettir nokta.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat plastik şerit iqos çember makinası polyester çember pod türkiye juul pods juul pod puff bar glo