DÜNYA KÜLTÜR MİRASI EFES
Efes, Dünya Kültür Mirası ana sözleşmesinde benimsenen koruma ve alan yönetimi ile disipline edileceği hakkında Dünya’ya bir söz verilmiştir...
Dr. Mustafa Büyükkolancı
mustafabuyukkolanci@gmail.com -DÜNYA KÜLTÜR MİRASI EFES
Antik Dönemin en önemli kentlerinden biri olan Efes 2003 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine aday olmuştur. Sonra adaylık dosyası hazırlanmış ancak alan yönetimi planı eksik olduğu için kabul edilmemiştir. 2012 yılından sonra Selçuk Kentsel Sit Alanı’nın varlığı dolayısıyla müdahil olan Selçuk Belediyesi tarafından önce Efes ve Selçuk için Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanmıştır. Daha sonra Alan yönetiminin oluşması için Selçuk Belediyesi salonlarında çok katılımlı toplantılar yapılmış ve Alan Yönetimi Planı oluşturulmuştur. UNESCO yetkililerinin kontrolü sonrası 2015 yılı Temmuz ayında Efes ve bileşenleri “Efes” adı altında UNESCO Kültür Mirası Listesine alınmıştır. Böylece Efes, Dünya Kültür Mirası ana sözleşmesinde benimsenen koruma ve alan yönetimi ile disipline edileceği hakkında Dünya’ya bir söz verilmiştir.
Dünya Kültür Mirası Efes’in Tarihi
Efes çevresinde ilk yerleşimlerin kurulduğu Aydın yolu yakınındaki Çukuriçi ve Kuşadası yolu yakınındaki Arvalya höyüklerindeki Neolitik (Cilalı Taş-MÖ 6700-5000 yılları) Döneme ait kalıntılardan anlaşılmaktadır.
Bu yerleşmelerdeki halkın MÖ 2700 yılına kadar höyüklerde yaşadığı ve daha sonra Ayasuluk Tepesi’ne taşındıkları kazılarda bulunan arkeolojik belgelerden anlaşılmaktadır. Bu taşınmanın nedeni tamamen korunmaya yöneliktir. Çünkü İlk Tunç Çağı’nda savunma duvarlarına sahip (artı değerlerini korumak için) kentlerin kurulduğu bilinmektedir.
Ayasuluk Tepesi’nde İlk Tunç Çağı’nda (MÖ 2700) başlayan yerleşimin Orta Tunç Çağı ve Son Tunç Çağı’nda kesintisiz şekilde devam ettiği yine kazılarda bulunan arkeolojik kalıntılarla belgelenmiştir. MÖ 1300-1200 yıllarında Hititlere yarı bağımlı Arzava-Mira Krallığı’nın başkenti Apasas’ın da Ayasuluk Tepesi olabileceğine ilişkin kanıtlar vardır. 1050 yılında Yunanistan’dan gelen Atina Kralı’nın oğlu Androklos ve adamları Apasas-Efes çevresine gelip yerli halkla kaynaşmış ve beraber yaşamaya başlamışlardır. Bu dönemden itibaren Ayasuluk yerleşmesi Efes adıyla anılmaya başlamıştır. Artemis Tapınağı’nın eski evrelerine ait kalıntılar da bu tapınağın Ayasuluk Tepesi’ndeki kentin kutsal alanı olduğunu göstermektedir. Aynı dönemde Efes Körfezi çevresinde Smyrna ve Koressos adıyla anılan başka mahalleler de vardı ki bu mahallelerin de kutsal alanı Artemis Tapınağı’ydı.
Lydia Kralı Kroisos MÖ 546 yılında sınırlarını genişletmek ve Başkenti Sardes’in denizle bağlantısını sağlamak için Efes’i almış ve Mermer Artemis Tapınağı’nın inşasına katkıda bulunmuştur. MÖ 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender ordusuyla Çanakkale Boğazını geçip Persleri yendikten sonra Efes’e gelmiştir. Daha önce yakılan Artemis Tapınağı’nın yenilenmesine yardım etmek istemiş ama Efesliler bu yardımı kabul etmemiştir. İmparatorluğunu Hindistan’a kadar genişleten Büyük İskender 322 yılında Babil’de ölmüştür. Yerine geçen generalleri toprakları paylaşmış ve Batı Anadolu Kral Lysimakhos’un kontrolüne geçmiştir.
Lysimakhos tarafından MÖ 300-280 yıllarında şimdiki yerinde yeniden kurulan Efes (III. Efes) limanı ve ticari ilişkileri dolayısıyla İonia Bölgesi’nin 12 büyük kentinden biri haline gelmiştir. MS 1. ve 2. yüzyıllarda Efes Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki en önemli eyaleti olan Asia Eyaleti’nin başkenti olmuştur. Bu arada Hıristiyanlığın yayılmasında çok önemli rol oynayan Aziz Yuhanna (St. Jean) ve Aziz Paulus’un Efes’te yeni din için çalıştıkları bilinmektedir. Bunun en önemli göstergesi Hıristiyanlık kabul edildikten sonra MS 6. Yüzyılda Doğu Roma İmparatoru Jüstinien İstanbul’da Ayasofya ile aynı yıllarda Efes’te Ayasuluk Tepesi’nde mezarının olduğu yerde Hz. İsa’nın en sevdiği genç havarisi Aziz Yuhanna için çok büyük bir Kilise inşa ettirmiştir. Bu dönemde Efes, İskenderiye ve Antakya’dan sonra en önemli kentlerden biridir.
1304 yılında Aydınoğulu Sasa ve Mehmet Beyler tarafından alınan Efes (Ayasuluk) 1350-1390 yılları arasında Aydınoğulları Dönemi’nde başkenti olmuştur. Ayasuluk’ta bu döneme ait en önemli yapı 1375 yılında açılan İsabey Camii’ dir. Ayrıca kentte 14-15. Yüzyıllara ait çok sayıda mescit, hamam ve türbe vardır.
Ayasuluk 16. yüzyıldan sonra gerileme sürecine girmiş ve halk Şirince gibi dağ köylerine taşınmıştır. Günümüzde İzmir Kültür Turizminde önemli bir yere sahip olan Efes’i 2022 yılında 1,5-2 milyon kişi gezmiştir. Selçuk İlçesi sınırları içindeki Efes Müzesi ve Antik Efes’in bu denli yoğun ilgi çekmesi son yıllarda artış gösteren kitle turizminin bir sonucudur. Ayrıca İzmir-Selçuk arasında ulaşımı sağlayan İZBAN da yerli ziyaretçi sayısının artmasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak ziyaretçilerin Efes ve Meryemana dışında Efes Müzesi, Artemis Tapınağı, Ayasuluk Tepesi gibi bileşenlere çekilmesi önemlidir.
Efes’in ve bileşenlerinin geleceğiyle ilgili yapılması gerekenler hakkındaki düşüncelerimi bir sonraki yazımda paylaşacağım.