BİR BAŞKAN DÜŞÜNÜN...
Açılan bunca cepheye ve “ben bilirim” anlayışının getirdiği noktaları da lütfen siz bi düşünün.

Mehmet Durmuş
efesinsesi@gmail.com -BİR BAŞKAN DÜŞÜNÜN...
Partisinin (CHP) Genel Merkezi tarafından görevlendirilerek Almanya’nın Frankfurt kentine giden ve buradaki yeni ofisinin açılışına katılan Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel şöyle demiş;
“Vazgeçmeyeceğimiz şey bir arada durmaktır. Eleştirmekten çok el uzatmayı tercih edeceğiz. Hedefimiz belli, iktidara ulaşmak”.
Bu yazıları okuyunca hep kafamda olan sorunun şimdi tam zamanı diyerek kaleme aldım.
Soru şuydu:
Yaşadığın kentte nasıl huzur bulur, nasıl mutlu olursun? O kentin ekonomik ve kültürel sıçrayışı nasıl olur?
Elbetteki sosyolojik açıdan insanın mutluluğu sosyal dinamiklerin bütünüyle ele alınmalı…
Aile…
Toplum…
Doğa…
Ve yerel idareciler
Frankurt’ta söz edilen” çok kıymetli bir değim var: “EL UZATMAK”.
Bir başkan düşünün;
Yaşadığı kentte kendisinden önce 30 yıl görev yapan üç belediye başkanıyla tek bir cümle sohbeti olmasın.
Bir başkan düşünün;
Kendisinden önce 5 yıl belediye başkanlığı yapan Bakıcı ile hiçbir konuda görüş alış verişinde bulunmuyor. İlk dönem aldığı desteği saymazsak hep uzak durmayı tercih ediyor.
Bir başkan düşünün;
Kendisinden önce 15 yıl görev yapan Ülgür ile mahkemelik. Bu kentte 8 binden fazla oy alan kişiyi ve çevresine nefes aldırmama gayretinde…
Bir başkan düşünün;
Kendisinden önce 10 yıl görev yapan Subaşı’nın yönetim tecrübesi ve kente dair uyarı ve taleplerini dinlememezlikten geliyor. Ondan da uzak durmayı tercih ediyor.
Bir başkan düşünün;
İzmir’deki Zıraat Odalarının başkanlığını yapan Selçuk Zıraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı ile kente dair bir sohbet etmişliği yok.
Efes Tarlası konusu dahil. Onu da yok sayan yaklaşımından vazgeçmiyor.
Bir başkan düşünün;
O kentin Ticaret Odası Başkanıyla zorunlu haller dışında neredeyse yan yana gelmişliği yok. Karşılıklı kente dair sohbeti yahut yönetimini ziyaret ettiği yok.
Bir başkan düşünün;
Geçmişte kendi döneminde meclis üyeliği yaptığı 2 ‘si kadın 2 ‘si erkek CHP ilçe Başkanlığı yapan isimlerle konuşmuyorlar.
Bir başkan düşünün;
Geçmişte dört dönem başkanlık yapmış Hayri Güller ile konuşmuyor.
Bir başkan düşünün;
Kendisine açıktan destek vermeyen Sivil Toplum Örgütlerini görmezden gelip, yok sayıyor.
Bir başkan düşünün;
Yüzlerce üyesi olan Göçmenler Derneği Başkanı Ali Akyüz ile konuşmuyor.
Bir başkan düşünün;
İlçede kurulan Genç İş İnsanları Derneği’nin nezaket ve kente dair görüşme davetini cevapsız bırakıyor.
Bir başkan düşünün;
İlçede yeni kurulan emekli derneğinin nezaket talebine “Ankara ziyareti sonrası dönüş yapılacak” deyip üyelerinin çoğu kendisini desteklemediği için adeta onları hasım belliyor.
Bir başkan düşünün;
Kadınların desteklenmesini gerektiğini dillendirip kurumunda çalışan kadınları işten çıkarıyor.
Bir başkan düşünün;
“Emek en kutsal değerdir” deyip kurumun tarihinde işçiler hakları için yürüyor.
Bir başkan düşünün;
Şeffaflık ve Hesap verebilirlikten dem vurup kurumunda uygulamıyor.
Bir başkan düşünün;
Yönetemediği her şeyi ilçe dışındaki eş dost arkadaş üçgenine teslim ediyor.
Mesela belediye yüzme havuzunu, mesela Efes Tarlasını, mesela Tenis Kortunu
Bir başkan düşünün;
Kendisinden önceki Başkanın sanayideki bir dükkan satışını belediye meclisinde eleştirip kendisinin ise başta belediye lojmanlarının yeri olmak üzere oto ve tarımsal sanayideki yerlerini satmış olsun
Bir başkan düşünün;
Kendisini destekleyen çevresinde kim varsa ellerinden aylıklarını – altlarından koltuklarını alınca tek başına kalacak derecede yalnızlaşacak olsun
Bir başkan düşünün;
İlçesinin dışında “hit” ilçesinde ise “hiç” olsun!
(Aksini düşünenle bahse girmeye hazırım. Var mısınız? Başkanınız gelecek dönem bağımsız aday olsun, görelim!)
Bir başkan düşünün;
İlçe dışından vizyonerlikleriyle! ödüller alsın ama kendi ilçesine bir tane salon dahi yapamasın. Bir yapı için temel atamamış olsun. Aksine var olanları da “yönetememezlik” nedeniyle belediye yerlerini başkalarına ihale etsin. Mesela Ayasuluk Kafe
Pazar günü kaleme aldığım “Bir başkan düşünün” başlıklı yazımın bunlar görünen yüzüydü. Görünmeyen ve sizlerin izah edebileceği benim bilmediğim bir sürü konu başlığı da mutlaka vardır.
EFESİNSESİ okuyucularının yukarıda sıraladığım ve adeta burnundan kıl aldırmayan anlayışın mihenk taşının nasıl kendiliğinden örüldüğünü aktarmaya çalıştım.
Meryemana nasıl gitti?
Efes Alt Kapı Otoparkı nasıl gitti?
Ve Şirince nasıl gidecek?
Evet, yüksek sesle söylüyorum: Bu olup bitenlerden yereldeki iktidar yöneticilerinde suçu çok var.
Açılan bunca cepheye ve “ben bilirim” anlayışının getirdiği noktaları da lütfen siz bi düşünün.
Ve sizlere büyük puntolarla yazarak soruyorum:
BU KENT NASIL HUZUR BULSUN?
İNSANLARI NASIL MUTLU OLSUN?
Ne demişti Sayın Başkan Frankfurt’ta “Eleştirmekten çok el uzatmayı tercih edeceğiz”.
Bende diyorum ki Sayın Başkan bu sözünde samimiyse, EL UZATMAYA önce kendi ilçesinden başlasın.
Sağlıcakla kalın. Mutlu pazarlar.