O GÜNDEN SONRA…
BUDAK'ın İlçe Hizmetleri Daire Başkanlığı görevi sürecinde bu kente yaptıkları neden görmezden geliniyor?
Mehmet Durmuş
efesinsesi@gmail.com -O GÜNDEN SONRA…
Yazıma geçmeden bir hatırlatma yapayım.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç SOYER' in Selçuk Cem Evi’nde yaptığı mahalle muhtarları toplantısını takip eden EFESİNSESİ olarak ilçenin tüm muhtarlarına ilgili daire başkanlıkları tarafından verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğini sizler adına takip etmeye devam edeceğiz.
Gelelim Şerafettin hocayı konu ettiğim yazıma.
BAŞKAN SOYER SELÇUK'U BUDAK'A EMANET ETTİ
Başkan SOYER' in o gün masadan kalkarken İlçe Hizmetleri Daire Başkanı Şerafettin BUDAK' ı işaret ederek " bunların hepsini senden sorarım " sözünü yere düşürmemek için yoğun çaba sarf ettiğini gözlediğim Şerafettin hoca adeta Selçuk' a kamp kurmuş durumda.
Ne yalan söyleyeyim bugüne kadar çalışmaları yakından takip etme fırsatı bulan EFESİNSESİ yapılan o toplantıda muhtarların " Şerafettin bey Selçuk için bir şanstır " ifadesinin hiçte yabana atılır bir söz olmadığına çalışmaları yerinde inceleyen biri olarak bu duruma şahit olduğumu söylemek isterim.
İLÇE BELEDİYESİ NEDEN GÖRMÜYOR?
O toplantıdan bugüne kadar hizmet alan muhtarlarla yaptığımız röportajlarda bunun birer örneği gibiydi.
Muhtarlarımızı izlemişsinizdir ( İzlemeyenler varsa EFESİNSESİ' nin Youtube kanalından izleyebilir).
Bu kentte yaklaşık 20 yıl önce İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yapan aynı zamanda Başkan Filiz CERİTOĞLU SENGEL'in "zorunlu olarak" yardımcılığını üstlenen BUDAK'ın İlçe Hizmetleri Daire Başkanlığı görevi sürecinde bu kente yaptıkları neden görmezden geliniyor?
Bu çalışmalar İlçe Belediyesi tarafından neden dillendirilmez?
Doğrusu anlaşılır bir şey değil.
YOKSA BUDAK BAŞKAN SENGEL'İN MART SENDROMU MU?
Yoksa o toplantıda yer almayan Selçuk Belediye Başkanı Filiz CERİTOĞLU SENGEL, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç SOYER' in İlçe Hizmetleri Daire Başkanı Şerafettin BUDAK'ı işaret ederek " bunların hepsini senden sorarım" sözünü bir yerlerden duydu mu? Bu durumun Mart Sendromuna yol açıp açmadığını bilemem ama bir gerçek var ki oda İlçe Belediyesi maalesef Büyükşehir'in yaptığı bu hizmetleri yeterince görmüyor, ya da en kötüsü gördüğü halde dillendirmiyor.
Ha! Hakkını yemeyeyim bir- iki park mevzusunu saymazsak...
Demek ki Filiz Başkan ve ekibi için bu önemli hizmetler melodi notalarına ya da sosyal medya "fontlarına" uymuyor.
NEREDEN NEREYE…
Bu durum aklıma bir önceki Belediye Başkanının Selçuk'a dair kent yaklaşımını getirdi.
Sevgili hocam (Zeynel BAKICI) " kamu için yapılan tüm çalışmalar bir bütündür " derdi.
" O kurumun bu kurumun fark etmez" derdi.
Şirince Otopark konusu buna bir örnektir. Bilen bilir...
Hiç unutmam Sevgili Hocam bir gün yine İzmir'in bir önceki reisi Aziz KOCAOĞLU'na bir açılışta ağzı dolu dolu şöyle seslenmişti: "Medeniyet yolunda yapılan tüm hizmetler kutsaldır. Bu hususta her dileği eksiksiz yerine getiren Başkan Aziz Kocaoğlu'na teşekkür ediyorum." Nereden nereye…
Bu anekdotu şunun için yazıyorum.
İnsanların kişisel ihtirasları ya da egoları olabilir. Hepimiz insanız...
Benimde var, sizlerin de az çok vardır...
Ama ortada kamu yararı olan bir konu varsa orada asla kişiselleştirme olmaz.
Orada düşünülmesi gereken tek bir şey vardır. O da " ÖNCE SELÇUK " diyebilmektir.
SELÇUK GÜZEL GÜNLERE GEBE
Sevgili dostlar yazımın kahramanı sevgili Şerafettin hocayla tanışıklığım yaklaşık 20 yıl öncesine dayanır.
Kendisi o yıllarda Selçuk İlçe Milli Eğitim Müdürü'ydü.
Sohbetim var ancak çok samimi olduğum söylenemez.
Doğrusu bende bu süreçte kendisini yakından tanımaya çalışıyorum.
Yaptığı tüm çalışmaları ayrıca sizler için bir programımda ele almak istiyorum.
Selçuk için neler yapıldığı ve bugün itibariyle o yatırımların kaç milyona karşılık geldiğini kendisine sormak isterim.
Bunlar halkın bilgi alma hakkı çerçevesinde olacak.
Bunları sorarken elbette 2024 Mart ayı ile ilgili de kendisine sorularım olacak.
(Net bir cevap vermeyeceğinide düşünerek...)
Sevgili EFESİNSESİ okuyucularına burada sizlere bir parantez açayım.
Önceki başkanlardan Vefa Başkandan da söz aldım.
“Uygun zaman” koşuluyla kendisiyle bir program yapacağız.
Kendisine sormamı istediğiniz sorularınız olursa bize yazın.
Evet, yazıma devam edeyim…
Yarın için kimi ya da kimleri neler bekler, şimdiden bilemeyiz. Ama bir çoğumuz hissederiz...
Eğer az çok bu kent için bir çabam varsa ve kentin dinamiklerini az çok biliyor ve hissedebiliyorsam sizlere şu kadarını söyleyeyim.
Çok yakında Selçuk güzel günlere gebe olacak...
İnanın.
YARIN ARTIK BUGÜNDÜR
Sevgili EFESİNSESİ okuyucuları bu arada sizlerden ricam lütfen artık hepimiz klişelerimizi aşalım / gettolarımızdan / mahallelerimizden çıkalım, yıkalım duvarlarımızı.
Artık kişileri ya da alışkanlıklarımızı aşıp kenti önceleyen konulara, projelere kafa yoralım.
İnanın Selçuk için çok önemli yol ayrımına yaklaşıyoruz.
Ya birlikte yeni bir yol bulacağız. Ya da o bildik nakaratları söyleyenleri dinlemeye devam edeceğiz.
Unutmayın!
Hiç bir kişi bu kentin geleceğinden daha değerli / daha önemli olamaz.
Ve hiç bir üst akıl kentin kaderini çizemez.
Yeter ki biz kentliler olarak "ego savaşçıları" arasında ezilmeden birlikteliğimizi koruyabilelim.
Kentimiz için "her şeye rağmen" cesurca / korkmadan birlikte hareket edebilelim.
Son Söz: Gün doğmadan neler doğar.
Ne demiş Hz. Mevlana; "Her şey vaktini bekler, ne gül vaktinden önce açar ne de güneş vaktinden erken doğar. Bekle, senin olan sana gelecektir."
Sağlıcakla kalın,
EFESİNSESİ’nde kalın!