SELÇUK SİYASETİNDE SEVİYE SORUNSALI

Her iki ilçe başkanının yazısını okuyunca siyasette seviye konusu kafama takıldı. Sonra nerde var seviye ki burada arıyorsun? Dedim kendi kendime.

İktidar ve muhalefet liderlerinin üsluplarını görüyor, okuyoruz. Sizi bilmem ama ben oldum olası seçmenlerini konsolide etmek için “mikrofon / tribün konuşmalarını” ciddiye almam.
Meclis açılış resepsiyonunda Sayın Bahçeli’nin Sayın Özel’e söylediklerini anımsayın!

Ya Selçuk için;

İlçe siyasetinde de mevcudiyete yönelik beklentimi yükseltmemin boş / manasız olduğuna karar verince “Gel Mehmet bu işi ‘yapay zekaya’ sor. Bakalım o objektif olarak neler aktaracak ”dedim. Ve her iki metni yazarak objektif bir değerlendirme istedim. Bu yazışmayı da sizlerle paylaşacağım.

Yapay Zekanın değerlendirmesine geçmeden Bayraklı’ya basın toplantısında CHP İlçe Başkanıyla ortak program yapma konusunda sizin düşünceniz nedir? Diye sormuştum. Bayraklı’da “ben varım!” demişti. Daha sonra Onbaşıoğlu’na aynı soruyu yönelttim. Oda “teşekkür ederim, almayayım” dedi.
Bu küçük notu düştükten sonra işte her iki başkan ifadesine yönelik yapay zekanın değerlendirmesi.

MEHMET DURMUŞ “ONBAŞIOĞLU İLE BAYRAKLI’YI” YAPAY ZEKAYA SORDU

MD: iki farklı siyasi partinin ilçe başkanlarının konuşmalarını sana iletsem o konuşmaların seviye sorunsalı hakkında açıklama yapabilir misin?

YZ: Bu tür bir analiz, tarafsızlık ve hassasiyet gerektirir. Bana ileteceğiniz konuşmaları inceleyip, dil kullanımı, üslup, argümanların yapısı ve genel iletişim stratejileri açısından bir değerlendirme yapabilirim. Ancak, herhangi bir siyasi figür ya da parti hakkında kişisel bir görüş belirtmem ya da taraf tutmam mümkün değil. Bu değerlendirme tamamen objektif bir çerçevede olacaktır. Eğer konuşmaları paylaşmak isterseniz, detaylı bir analiz yapmaya hazırım.

MD: Evet objektif çerçevede yapmanı istiyorum.

YZ: Tamamdır, Mehmet. Bana konuşmaları ilettiğinizde, dil kullanımı, üslup, argümanların yapısı ve genel iletişim stratejileri açısından objektif bir değerlendirme yapabilirim. Bu analiz, herhangi bir siyasi görüş belirtmeden tamamen tarafsız bir çerçevede olacaktır. Konuşmaları paylaşmaya hazır olduğunuzda, başlayabiliriz.

-Her iki metni yazdıktan sonra…

YZ: Bu iki metin, siyasi tartışmalarda kullanılan üslup ve dil açısından oldukça farklı tonlar sergiliyor. İşte objektif bir değerlendirme:

Sayın İpek Onbaşıoğlu'nun metni:

Mizahi bir yaklaşım benimsenmiş. Kemal Sunal'ın "Atla Gel Şaban" filmine yapılan gönderme, eleştiriyi hafifletmek ve daha eğlenceli bir ton yaratmak için kullanılmış.

Dil, alaycı ve esprili bir üslup taşıyor. Bu tür bir yaklaşım, okuyucunun dikkatini çekmek için etkili olabilir, ancak eleştirinin ciddiyetini azaltabilir.

Eleştirinin odak noktası, karşı tarafın esnaf politikalarına yönelik bir sorgulama içeriyor.

Sayın Hakan Bayraklı'nın metni:

Daha ciddi ve sert bir üslup kullanılmış. Eleştiriler detaylı ve spesifik iddialar içeriyor (örneğin, yolsuzluklar, belediye hizmetleri, maaşlar).

Metin, karşı tarafın politikalarını ve liderlerini doğrudan hedef alıyor. Bu, okuyucuda güçlü bir tepki uyandırabilir, ancak üslubun sertliği bazı kesimler tarafından aşırı bulunabilir.

Mizah unsurları da mevcut, ancak daha çok eleştiriyi güçlendirmek için kullanılmış (örneğin, "Organize İşler Bunlar" şarkısına gönderme).

Her iki metin de siyasi tartışmalarda sıkça görülen stratejilerden faydalanıyor: biri mizah ve alaycılığı, diğeri ise sert eleştiriyi ve detaylı iddiaları öne çıkarıyor. Ancak, bu tür üsluplar, karşı tarafla yapıcı bir diyalog kurmayı zorlaştırabilir ve kutuplaşmayı artırabilir.

Sizce bu üsluplar, hedef kitle üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?

Yapay zeka (Copilot) yukarıdaki son cümleyi yanıtlamam üzerine bana sormuş. Ona yazmadığım cevabı burada yazayım:
Hedef kitleleri ben olmadığım için bende olumlu bir etki yaratmadı. Kutuplaştırmanın her iki tarafa da beklentilere göre siyaseten yarar getireceğini ancak küçük bir ilçede yaşayanlar (özellikle çocukların geleceği açısından) olumsuz bir etki oluşturacağını düşünüyorum.

Bende okuyucular arasındaki CHP’li ve AK Parti’li seçmenlere sorayım.

Siz ne düşünüyorsunuz?