23 Nisan neşe doluyor insan!
...Kendi başına hayaller, kendi başına yaşamlar , aynı evde yabancı gibi bir hayat.Eskiden bir âdet vardı :
Tılsım Hanım'ın Taneleri (Nilgün Yiğitoğlu)
efesinsesi.com@gmail.com -23 Nisan neşe doluyor insan!
Evet dostlar bir yirmi üç Nisan ' ı daha neşeyle , sevinçle kutladık. Çok anlamlı bu mutlu günde eğlendik, güldük , çocuklarla beraber olup mutlu olduk.
Ancak her gün yirmi üç Nisan tadında evlatlarımızla beraber olsak yemeğe gittiğimizde ellerimizden düşürmediğimiz tabletleri bir bırakıp güzel anılar biriktirebilsek ne güzel olurdu değil mi ? Yakın zamanda yaşadığımız o büyük depremde aile ne demek , bunun önemini bir kez daha anladık . Bizim çok önemsemediğimiz küçük ayrıntıların ne kadar önemli olduğunu acı bir şekilde öğrendik. Ancak insanoğlu o kadar çabuk unutuyor ki sevdiklerimiz hep yanımızda hep beraber olacak gibi geliyor bize . Günümüzde aileler o kadar birbirinden koptu ki bir evde baba çalışıyor, anne çalışıyor çocuklar okula gidiyor eve gelince hal kalmayıp herkes kendini bir yere atıyor kendi kabuğuna çekiliyor.
Sonuç ; kendi başına hayaller, kendi başına yaşamlar , aynı evde yabancı gibi bir hayat.Eskiden bir âdet vardı : herkes akşam ezanında evde olur, Allah ne verdiyse sofrada hep beraber yenilip içilirdi.Telefonlar yok internet yok iken hayat ne kadar güzeldi.Herkes birbirinin gözünün içine baka baka yemek yer , sohbet ederdi.Birimizin canı bir şeye sıkılsa herkesin dikkatini çeker çözüm arardık .Herkes sevildiğini bilir ve bu gücü hissederek güçlenir , problemini çözebilirdi. Çözemezse büyükler devreye girer hallederdi. İşte bu ; çocukta sevgi, sevildiğini bilme ve güvende olma duygusunu hissettirir. Çocuk bir gün değil , her gün kendini güvende hisseder , bir şey üretirken kendine ve etrafındaki insanlara kendini daha rahat ifader eder , üretici olur .İşte bu yüzden çocuklar; her şey önlerine gelip hazır olduğu zaman hayattan zevk almıyor , başarının tadını alamıyor.
Yeni nesil annelere tavsiyem : paradan daha çok anı biriktirip mutlu olmak.Çocuklarımızı hem özgür hem de kontrol alanından çıkarmadan takip edebilmek.Geçenlerde okumuştum bir yerde şöyle diyordu : "Çocuklarımızı öyle yetiştirmeliyiz ki tam bir tezgahtar edasıyla koruyup kollamalı mutlu olmasını sağlamalıyız. " Tezgahtarlar nasıl müşteriyi fazla yakınına gelip rahatsız etmeden takip eder elbise , eşya seçmesini sağlarlar ancak bir şey sorduğunda aynı saniye içinde bilgilendirme için yakın durmak zorunda kalırlar ; biz de anneler babalar böyle olmalıyız. Hem yeterince özgür bırakarak kendi kararını vermesini sağlamalı hem de yeterince koruma becerisiyle yakınında olduğumuzu hissettirmeli, kendini güvende hissetmesini sağlamalıyız. Çünkü bireyselleşme önemli, gak deyince ağzına , guk deyince burnuna sokarsan o çocuklar yeteneklerini , kendilerini gerçekleştirip iyi birer birey olamazlar.Kendilerini gerçekleştiremeyen birer birey olup anne , baba ve topluma bela olurlar.Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ne demiş : "Öğretmenler ,yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. " Bu eseri anne , baba ve öğretmenler beraber inşa edecektir.Kavanozda büyütülen bir nesilden bir şey üretmesi , bir şeyler icat etmesi beklenemez. Bırakınız yapsınlar , bırakınız etsinler yeter ki üretsin ve düşünsünler.
Sevgilerimle... Fikri hür , vicdanı hür nesiller yetiştirmek dileğiyle...