Oskarlık oyuncular
Sanki yıllar önce bu günleri görmüş...
Tılsım Hanım'ın Taneleri (Nilgün Yiğitoğlu)
efesinsesi.com@gmail.com -"Hey ! Beyaz adam o kadar hızlı koşuyoruz ki ruhlarımız arkada kaldı. " der bir kızıl derili . Ne kadar doğru söylemiş değil mi ? Sanki yıllar önce bu günleri görmüş , evet o kadar hızlı yaşıyoruz ki ne lezzet ne tat alabiliyoruz hayattan . İsterseniz dünyanın en zengini , en güzeli , en yakışıklısı , en en enleri olun ; akşam eve gelip o kuru kalabalık yanınızdan ayrıldığında bomboş odanızda tek başınıza başınızı yastığa koyduğunuzda her şey çırılçıplak gözünüzün önüne geldiğinde her şeyi anlıyor ve acı çekiyor olacaksınız . Her şeyin boş ,her şeyin anlamsız olduğunu anlayacak ve bir kez daha yıkılacaksınız. Neden mi ? Samimiyetsiz ilişkiler sizin etrafınızı sardığı için hiçbir zaman iç huzurunuz kalmayacak . Ve acı olan bu samimiyetsiz hallerini siz bilecek ve bu samiyetsizlikle yaşamaya devam etmeyi tercih edeceksiniz . Bunu tercih ettiğiniz her gün , adım adım içerlerde bir yerlerde ağacın için için içini yemesi gibi sizde çürüyeceksiniz ve esas acı olan da her gün biraz daha biraz daha ruhunuzun bedeninizin ağır ağır çürüdüğü günü hissederek farkındalıkla yaşamaya çalışmak ... En acısı da bu bence .
Hayatta değerleriniz olsun . Kırmızı çizgileriniz , hayalleriniz olsun. Haksızlığı yapan kim, niçin yaptı , nasıl yaptı , benim işime geliyor mu?.. deyip zulmü yapan kimse ya da kime yapıldığı ile ilgili konulara takılmayıp haksızlığa karşı çıkın. Ama gözün boyanması , kamuoyunun yönlendirmelerine göre değil kalbinizdeki hassas tartıya sorarak tepkilerimizi vermeliyiz. Ayrıca tepkiler de devamlılık ve istikrarla , etkili dozda olmalı . Bütün haksızlıklara eşit bir şekilde " hayır , dur! " diyebilmeliyiz. Filistin konusu gerçekten çok acı . Her gün masumlar ölüyor . Niye ? "Bir avuç menfaat sahiplerinin emellerine alet edildiklerinden ölüm bir piyango gibi onlara çıkıyor. Emin olun bu piyango bir gün herkese vuracak. Herkese şerefli ölüm nasip olmaz ancak zulüm bir yerde değil. Dünya gündemi sizi nereye bak diye sürüklerse oraya bakıyoruz sadece . Zulüm Filistin'de değil ; Doğu Türkistan'da, Afrika'da, dünyanın her yerinde var . Her gün baba yiğitlerimizin cenazesi geliyor. Bizler iki üç dakika Allah rahmet eylesin diyor , aklımıza gelirse bir Fatiha okuyoruz. Sosyal medyada Filistinli küçücük çocuklar daha 7 ya da 10 yaşında bile değil belki. Hayatın gerçeklerini nasıl da ifade ediyor ; ruhen o kadar olgunlaşmışlar ki ... Bir de bizim kendi çocuklarımıza bakın : İnanın bizim 25 30 yaşındaki çocuklarımızda o olgunluk , o irade , iman yok. Dinleyince insan olduğumuzdan bile emin olamıyorum .Haberleri geçince bir anda hızlı , sanal alemdeki hayatımıza devam ediyoruz. Üç gün sonra Starbucksa gidip kahvelerimizi yudumluyoruz, bir tepki koyamıyoruz . Ya da kız istemeye giderken koskocaman bir buket gül alıyoruz . Oysaki kimlerin ocağına ateş düştü , kimler zulüm görüyor , kimler acı çekiyor ? Bu kadar hızlı yaşıyoruz emin olun . Bomboş dünyada bizimde başımıza bir şeyler gelene kadar... Bize gelince "Kimse yok mu , kimse yok mu , bana yardım edin " diye bağırıncaya ve kimsenin gelmediğini ya da yaraya melhem olmayacak kadar yardım eden olmadığını anlayınca ah diyeceğiz ki ne ah ...İşte şimdi den uyanalım. Hiçbir şey için geç değil . Bir olalım , diri olalım . Şatafatlı, abartılı sosyal medya hayatımızı bırakalım . Gerçeğe , özümüze dönelim. Emin olun hepimiz biriciğiz, tekiz. Ve hepimiz bu dünyada oyuncuyuz , hem de oscarlık. Merak etmeyin hepimiz bir gün meşhur olacağız . Oscar verilecek iyi oyuncu veya kötü oyuncu Oscar alacağız. Evlatlar ne ara böyle oldu diye birbirimize soruyoruz ya ben de dahil. Bu çocuklar bizim eserimiz. birlik ve beraberlik aşılayalım, daha güzel bir dünya için. Sevgilerimle...