" İş işten geçtikten sonra...”

BADEL HARAB' ÜL BASRA

Havalar kırk derece ve üstü kasıp kavuruyor. Yaz ayının ışıltıları gözleri kamaştırıyor. İnsanların telaşları yüzünden okunuyor. Hararet zirvede...

Bir taraftan ekmek mücadelesinin yorgunluğu, telaşı; bir tarafta ekonominin saman alevi gibi her tarafı kasıp kavurması. Piyasalarda belirsizliğin hakim hava oluştuması,  yakıt denilen benzin mazotun  zirve yapması, döviz  kurunun, altının  kontrolden çıkması anlaşılır gibi değil. Ne yapılmaya çalışılıyor, anlayan anladığını anlatıyor onu dinleyen yok. İcraatını yapan, eylemini oluşturuyor. Neticeye bakıyorsunuz zamların önüne geçilememesi, benzin, mazotun çıldırması, altının yerinde durmaması, ekonomi dengelerinin alt üst olması ne hikmetse seçim bittikten sonra zirve yaptı. Nasıl olsa seçim bitti bilahare bir daha görüşürüz havasını mı vermeye çalışıyorlar? Seçmen güçlü alternatif bulamadığı için oyunu Cumhur ittifakına verdi. Vermesine verdi de verdiğine seçmeni pişman mı ettiler? Üzülerek söylüyorum.  Seçim tamamen Vatan elden gidiyor söylemleriyle seçmenin kafası allak bullak oldu. Kurtuluş savaşı veriliyordu sanki. Muhalefette adam gibi kendi arasından güçlü bir aday çıkarmadığı için bana göre gizliden gizliye iktidarı destekliyordu nedeni basit; Bu kadar tepkiye rağmen ısrarla halkın benimsemediği adayı ilan etmesi bunun kanıtıdır. Millet ittifakının kendi arasında millet gibi hareket edememesi böyle bir sonucu ortaya koydu. Bunun anlamı şu değil biz kazandık başarılıyız demek değil. Birçok sıkıntının kol gezdiğini, adalet mekanizmasının bir türlü rayına girmediğini, ekonominin tanınmaz bir hale geldiğini anlatmama gerek yok. Yapılan güzel icraatları sonuna kadar destekleyen birisi olarak söylüyorum. Kendimi seçimde suçlu birisiymiş gibi görüyordum. Yanlış mı yapıyorum? Teşkilatçı ruhu ile yetişen biri olarak gördüğüm yanlışlara tepki gösteriyorum. Demekki tepki göstermemek lazımmış, vurdumduymaz olacaksın. Nemelazım anlayışına sahip olacaksın. Komşusu aç yatarken tok yatanlardan olacaksın. Feryatlar arşa tırmanınca sen de feryatları duymamazlıktan geleceksin. Okun ucu sana temas edince batsın bu dünya diyeceksin. Nasrettin Hocanın dediği gibi karım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet kopar düşüncesiyle hareket edeceksin. Hak, hukuk, adalet dediğimiz zaman kime göre, neye göre sorularını soracaksın. Ben de senin gibi hizmet anlayışının mücadelesini veriyorum dediğim zaman rahatsız olacaksın. Aramızdaki fark benim haksızlık karşısında susmamam. Milli şairimizin dediği gibi (Yumuşak huylu isem kim demiş uysal koyunum, kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum) düşüncesiyle hareket ediyoruz. Nasıl edelim....

 Şarkı türkü söyleyerek kendimizi mi teselli edelim? Emeklilere maaş artışları konusunda iyileştirme yapılmaması ister istemez insanları üzüyor. Seçim bitti, geçim bitmedi siz ne derseniz deyiniz geçim devam ediyor. Galilenin dediği gibi "Siz ne derseniz deyiniz dünya dönüyor". Dönmesine dönüyor da  bizi de döndürüyor. Dövize müdahale edilemiyor. Dövizle borçlananlara Allah yardım etsin. Ekonominin başındakiler bu ıstırabı görüyorlardır. Arife tarif gerekmez derler. Üzülerek söyleyeyim ki biz arifi arıyoruz. Arifi aradığımız için arifi destekledik. Bize şimdi tarifi anlatmasınlar. Bu millet arifleri iktidar etti güvendi. İnşaallah güveni boşa çıkarmazlar. Bu arifleri Cumhur ittifakı olarak görüyorum kendim destek vermeme rağmen doğrularını destekliyorum yanlışlarına yanlış diye diyorum. Bu da bizim duruşumuzdan kaynaklanıyor. Toplumun içindeki sorunlarını mevcut iktidarın çözmesi tabii ki kendilerinin işidir. Millet gerekli olan desteği verdi, sıra yetkili mercilerde gerekli icraatları yapmakta. Sorunlar söylenmesine rağmen, ızdıraplar dillendirilmesine rağmen ne hikmetse çözümsüzlük devam ediyor. Derdimiz sırf eleştiri olsun diye eleştiri yapmak değil. Gerçeklerden kaçmaya çalışmak insanın kendisinden kaçması gibidir. Piyasalardaki ateş düşmüyor, nedenini elbette ekonomi bakanımız daha iyi bilir.
BADEL HARAB ÜL BASRA OLMADAN REİS İNŞAALLAH MÜDAHALE EDER.        

Saygı ve sevgilerimle.