ATMA “HASAN” DİN KARDEŞİYİZ..
Hasan Cemal’in Bugün Kıbrıs Gazetesi’nde yayınlanmış bir yazısına rastladım.

Hüseyin Taşyakan
tasyakan66@gmail.com -ATMA “HASAN” DİN KARDEŞİYİZ..
Başlıkta geçen Hasan'ı özellikle tırnak içine aldım ki, kimse deyimin gerçeğinde geçen bir ismi aramak telaşına düşmesin. Özetle, bu yazınınkahraman(!)ı Hasan Cemal...
Geçtiğimiz günlerde aralarında birkaç arkadaşımın da mensubu olduğu Kıbrıs Gazetelerinde dolaşıyorken, bu Hasan Cemal’in Bugün Kıbrıs Gazetesi’nde yayınlanmış bir yazısına rastladım.
Aslında aşağıda okuyacağınız ifadeler yazısının içinde herhangi bir paragrafta geçiyor olsaydı, bu şahsı bu yazıya mevzu etmezdim bile.
Ancak bu arkadaş, okuyucuyu ilk anda aldatmak maksadıyla bu ifadeleri, (özellikle sinsi sinsi ifadesi) başlık olarak kullandığı için, siz değerli okuyucularımıza gerçeği göstermenin borcum olduğunu düşündüm.
Bugün, sanki yıllardan bu yana hiçbir dönemde ve hiçbir şekilde, ölçüsü gitgide artan faşizmin yanında yer almamış görüntüsü vermeye çalışan bu şahıs, yazısında üst başlık olarak “Büyük yalanlarla sinsi sinsi ilerleyen faşizm!” ifadelerini kullanmış! Hemen akabinde “Büyük yalanlarla… Özgürlük diyerek… Adalet diyerek… İçte dışta düşmanlar icad ederek… Sinsi sinsi ilerleyen bir faşizm…” ifadeleriyle de ilk paragrafı oluşturmuş.
Oysa bugünlerin, daha 15 yıl öncesinden bu yana bağıra bağıra geldiğini en iyi bilenlerden biri kendisidir. Zira bu şahıs aynı zamanda, CIA uşağı Fethullah’ın elebaşısı olduğu terör örgütünün özellikle destek verdiği ve Ergenekon, Balyoz gibi kumpasların kurgulanmasında en etkin yeri olan 2010 referandumunu canhıraş savunarak, cehenneme giden yolun taşlarını döşeyenlerden biri olduğu gibi; çok değil, referandumdan sadece birkaç yıl sonra bugün şikayet ettiği gelişmeleri işaret ederek, ülkenin karanlık bir geleceğe sürüklendiğini anlatan da kendisidir.
Yani kendisine inanan insanları “yetmez ama evet” sloganıyla aldattığı o referandumun birkaç yıl sonrasından bu yana yaşanan faşizme dikkat çektiğini unutarak, üstelik afaki boyutta bir faşizme şahit olunuyorken, malum yazısında “sinsi sinsi” ifadesini kullanması, Hasan Cemal’in okuyucularından halâ bir şeyleri sakladığının ve samimi olmadığının göstergesidir.
Dolayısıyla, bu ülkenin başına gelmiş en büyük felaketlerden biri olması hasebiyle 2010 referandumunda sanki tarafsız kalmış, o ağır vebalin yakınında yamacında hiç bulunmamış gibi büyük bir pişkinlik sergileyen Hasan Cemal’e telkinimizdir;
Bu saatten sonra kaleme alacağın ilk yazında siyasi iradeye karşı yalandan muhalif duruş sergilemek yerine, yolunun taşını döşediğin cehennemi yaşayan bu milletten özür dileyip helallik iste ki, samimiyet hususunda miskal-i zerre kadar ağırlığın olsun Hasan Cemal!