YANDAN ÇARKLI
Genelde sanki tarafsızmış gibi görünürler, ancak bir sohbette konuştuklarına ve sosyal medyadaki paylaşımlarına baktığınızda görürsünüz ki; düpedüz muktedirlerden dolayısıyla güçten yanadırlar.
Hüseyin Taşyakan
tasyakan66@gmail.com -YANDAN ÇARKLI
Başlık itibariyle, yazıya konu edindiğim kitle için en uygun ifadenin “Yandan Çarklı” olacağını düşündüm değerli okuyucular. Zira bu kitle destek için açık oynamayıp, kıyıda kenarda durup mevzunun yada mâlum siyasi görüşün içinde durmamaya, dışarıdan gözlemci havasında destek vermeye imtina eder.
Dolayısıyla anlamı itibariyle “şekeri içine atılmamış, yanına konmuş olan kahve ya da çay” cümlesindeki şekerin, bu tipler için cuk oturduğunu düşünüyorum.
Bunlar her daim toplumda yer alan bir kesimdir ki, siyasi iradenin etrafındaki politik kalabalığa karışmak yerine, kenar köşeden izleyici konumundadırlar.
Sanki sadece işinde gücünde olan, ve sanki apolitik bir duruş sahibiymiş gibi görünürler.(gerçek anlamda apolitik kalmak zorunda bulunan, işinden ekmeğinden başka bir meşgaleyle ilgilenemeyecek durumdaki vatandaşlarımızı tenzih ediyorum)
Siyasi görüşünün aksine olanlara hakaret ve küfür eden, iftira atıp kin ve nefret kusanlar kadar saldırgan değillerse de, özellikle sosyal medyadaki tavırları hasebiyle bunların da toplumun birlik ve beraberliği için az tehlikeli olmadıklarını düşünüyorum.
Genelde sanki tarafsızmış gibi görünürler, ancak bir sohbette konuştuklarına ve sosyal medyadaki paylaşımlarına baktığınızda görürsünüz ki; düpedüz muktedirlerden dolayısıyla güçten yanadırlar.
Onların penceresinden bakınca bu gayet doğaldır, zira gücün, muktedirin, dolayısıyla siyasi iradenin yanında durmak; asla zarar görmeyeceklerinin, hukuken herhangi bir garabete mâruz kalmayacaklarının garantisidir.
Bunların çoğu kendileri dışındakilerin (özellikle muktedirlerin aksi siyasi görüşte olanlar için) milli duygulara hakim olmadığını, asla vatansever olamayacaklarını düşünmekle beraber, bayrak sevdasının sadece kendilerinde olduğuna inanırlar.
Oysa şöyle bir geçmişe bakıldığında, gerçeğin hiç de böyle olmadığını anlamak işten değildir.
Bu tipler, siyasi iradenin “çözüm süreci” başlığı altında gerçekleştirdiği icraat ve eylemlerinde TSK’nın küçük düşürülmesine dair tek bir sorgulamada bulunmamanın yanısıra, olanları aymazlık ötesindeki bir gafletle izlemişlerdir.
Sözde “sürece” zarar vermemek adına Güneydoğu’nun bazı bölgelerinde, PKK mensubu teröristlerin yol kesip kimlik kontrolü yapabilmesini ve odasında, Türkiye’den bazı vilayetlerin yer aldığı sözde Kürdistan haritası bulunduran peşmerge Mesud Barzani’nin kırmızı halılarla karşılanmasını ve hatta o dönemlerde seyyar vaziyette Türk Bayrağı satan insanların elindeki bayraklara el konulup kendilerinin de gözaltına alınmasını dahi sessiz sedasız, yine büyük bir aymazlıkla izleyen de bu tiplerdir değerli okuyucular.
Ayrıca yine geçmişte, bu ülkenin pırlanta gibi gençlerinin emekleri hakları ve dolayısıyla gelecekleri Fethullahçı komplolar ile çalınırken de, siyasi iradeden hesap sormak yerine muhalefet kanadına saldırmayı tercih etmişlerdir bu tipler.
Ve bugün…
Bu aymazlık, bu gaflet abidesi kesim, muhalif olan herkesi terör destekçisi diye yaftalamaya çalışıyor!
Utanmalarından vazgeçtim, Allah’tan korkuları da yok!