Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
06 Ocak 2024 - Cumartesi

TOPÇU KIŞLASI

Değerli okuyucular bugün Can Atalay davası hasebiyle yine yoğun bir şekilde gündeme yerleşen Gezi Direnişi ile ilgili asıl gerçekleri yansıtması açısından, tarihinizinde.com sayfasından aldığım yukarıdaki yazıyı kullanmak istedim

Yazar - Hüseyin Taşyakan
Okuma Süresi: 5 dk.
Hüseyin Taşyakan

Hüseyin Taşyakan

tasyakan66@gmail.com -
Takip EtGoogle News

TOPÇU KIŞLASI

Halil Paşa Topçu Kışlası olarak da bilinir. Yapı: 1780 yılında, Sultan I Abdülhamit döneminde yapılmıştır. Topçu kışlası içinde, bir de III Selim’in annesi Mihrişah Sultan tarafından yaptırılan bir cami bulunmaktadır. Hemen yanında ise, Avrupalıların “Cahmp des Morts” dedikleri büyük mezarlık vardır.
1807 yılında “Kabakçı Mustafa İsyanı” sırasında, Kışla binası büyük oranda tahrip edilmiş ve Sultan III Selim döneminde onarılarak yeniden kullanılmaya başlanmıştır.
1908-1909 yıllarında ise: ordunun modernleşme çalışmaları ve II Meşrutiyet hazırlıkları yapılmaktadır. Ancak: Osmanlı topraklarındaki gerici unsurlar; ordunun modernleşme çalışmaları doğrultusunda yetiştirilen okullu ve iyi eğitim almış subaylara karşı; cahil halkı kışkırtıyorlardı. Hatta: ahlakın bozulduğunu, kadınların açılmaya başladığını, dinin elden gittiğini iddia ediyorlar ve Sultan tarafından “şeriat” hükümlerinin yeniden uygulanması gerektiğini iddia ediyorlardı. Ayrıca: yine genç-eğitimli subaylardan oluşan topluluk: Sultan Abdülhamit II’ye 1876 yılında kabul edilen ancak rafa kaldırılan, ancak yeniden hazırlanan ve II Meşrutiyet olarak isimlendirilen yasayı kabul ettirmişlerdir ki, Abdülhamit bundan hiç hoşnut değildir. Abdülhamit: okullu-eğitim almış askerlere karşı: Topçu Kışlasında: alaylı yani eğitim almamış “Topçu Subaylarını ve askerleri” yerleştirmiş, okullu-eğitimli subay ve askerlere karşı, kendini güvenceye almıştır.
Bunun üzerine: 12-13 Nisan 1909 tarihlerinde: Topçu kışlası ve hemen arkasındaki Taşkışla (günümüzde İstanbul Teknik Üniversitesi olarak kullanılmaktadır) da yerleşik: cahil askerlerden oluşan topluluk: “31 Mart Vakası” olarak adlandırılan isyanı çıkarırlar. Cahil askerler; kendilerine din adamlarının katılmasıyla birlikte: “Mektepli subaylara ölüm” nidalarıyla, yollarda gördükleri okullu-eğitim görmüş subayları öldürerek ve pek çok yeri yağmalayarak, Meclis-i Mebusan önünde toplanırlar ve İstanbul’un büyük bölümünü ele geçirirler. Bu olayları yatıştırmak için ise, Sultan Abdülhamit II, hiçbir şey yapmaz.
Gerek okullu-eğitimli askerlere, gerek II Meşrutiyete ve gerekse “şeriat” isteğine ait bu isyan: Osmanlı tarihindeki en gerici hareket olarak yerini alır.
İsyanın ana sebebi: Padişaha zorla kabul ettirilen II Meşrutiyetin ortadan kaldırılması ve ülkede “şeriat” rejiminin etkin kılınmasıdır. Aynı zamanda: ordunun modern eğitim usülleriyle yetiştirilmesi ve eğitilmesi düşünceleri de, bu gerici topluluk tarafından uygun karşılanmamaktadır. İsyanın ortaya çıktığı yer ise: Topçu kışlası.
Bunun üzerine: Edirne’den hareket eden “Harekat Ordusu”: İstanbul’a gelir ve isyan bastırılır, isyancıları tahrik ve teşvik ettiği ileri sürülen Padişah II. Abdülhamit, tahttan indirilerek: Selanik şehrine sürgüne gönderilir. Harekat Ordusu denilince: burada yine hassas bir husus var ki, bu ordunun Kurmay Başkanı “Mustafa Kemal” dir. Birliğin başında ise, yine ilginç bir isim “İsmet İnönü” bulunmaktadır. Bu isimlerin ne kadar hassas olduğunu sanırım söylememize gerek yoktur.

Değerli okuyucular bugün Can Atalay davası hasebiyle yine yoğun bir şekilde gündeme yerleşen Gezi Direnişi ile ilgili asıl gerçekleri yansıtması açısından, tarihinizinde.com sayfasından aldığım yukarıdaki yazıyı kullanmak istedim. Belgelere dayanan tarihi gerçekleri bulabileceğiniz yazının tamamını  aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz. https://tarihinizinde.com/taksim-topcu-kislasi/

Sadece yukarıdaki kısmıyla dahi göreceğiniz üzere, birilerinin kalkışma diyerek hedef gösterdiği direnişin asıl nedenlerinden birinin bugün Gezi Parkı olarak bilinen alanda tekrar Topçu Kışlasının inşa edilmesi arzusunu mutlaka hatırlayanlar vardır değerli okuyucular.

Gezi direnişine karşı olağan dışı tepki gösterenlerin, direnişe katılan herkesi terörist olarak adlandırmalarına kaynak olan en büyük sebebinse yukarıdaki yazının son paragrafında yer alan iki ismin olduğunu düşünüyorum. Zira gericilerin isyanını bastıran Harekat Ordusu’nun başında Mustafa Kemal ve isyanı bastıran birliğin başında ise İsmet İnönü bulunmaktadır. 

Uzun yıllardan bu yana Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucularına karşı hakaret ve küfür etmeyi görev edinmiş dinbazların, bugün hilafet çağrısı yapacak noktaya gelecek kadar cüretkar olmaları bile, Gezi direnişine karşı gösterdikleri akıl almaz saldırganlıklarının arkasında Topçu Kışlası gerçeğinin ve gerici isyanı bastıran iki komutanın isminin yattığını görmek işten değildir!  

Ve son olarak buraya; aslında Gezi direnişini proveke edenlerin, dönemi itibariyle devletin tüm kurumlarına sızmış ve daha o dönemde darbe kalkışmasını planladığı anlaşılan CIA uşağı teröristbaşının tetikçilerinin olduğu hakikatini de not olarak düşmek istiyorum değerli okuyucular.

#
Yorumlar (1)
Beşiktaşlı
08.01.2024 14:27
Gezi parkı direnişi Amerikan uşağı FTÖ ve bazı illegal örgütler tarafından yapılan bir provakasyondur geçen sene Beşiktaş semtinde lüks bir otelin kapatıyor diyerek kaldırımdaki yüzlerce asırlık çınarlar kesildi nerede geziciler? Pensilvanya'da tatillerde
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.